てるてる坊主 /Teru Teru Bouzu /Parlak Parlak Budist Keşiş



てるてる坊主 /照る照る坊主
Teru Teru Bouzu 
Parlak Parlak Budist Keşiş

  照る(teru) kelimesi parlak anlamına gelmektedir. 坊主(bouzu) ise Budist rahip, asker tıraşı ya da oğlan, delikanlı anlamına gelir. Birebir çevirisi "Parlak Parlak Budist Rahip" ya da "Parlak Çocuk" dur. Teru teru bouzu Japonya'nın en eski geleneklerinden biridir.

Teru teru bozunun Çin'den geldiği söyleniyor ancak  Çin'de, bu bebek bir "erkek" değil,  kızdır. Efsaneye göre bir zamanlar Pekin'de 掃晴娘 (Kanjilerin tek başına anlamları 掃: süpürmek, 晴: temizlemek ve 娘: kız'dır. Birlikte "temizlikçi kız" anlamına gelir.) Souseijou adında güzel ve zeki bir kız yaşıyormuş. Bir gün, Pekin sürekli devam eden yağışlar nedeniyle sular altında kalmış. Bunun üzerine Souseijou, göğe "Şiddetli yağmurlar dursun" diye dua etmiş. Sonrasında göklerden, "Ejderha Kralı'nın (Ryuujin) kraliçesi olursan yağmuru durduracağım yoksa Pekin sular altında kalacak." diye  bir ses yankılanmış. Bunu duyan Souseijou, Pekin halkının iyiliği için göklerin emirlerine itaat etmiş.  Bu sayede yağmur durmuş, gökyüzü açılmış ve onun yerine Souseijou ortadan kaybolmuş. O zamandan beri yağmur yağdığında, insanlar kağıt kesmede usta olan "Souseijou"yi hatırlar ve kapıya insan şeklinde bir kağıt bebek "Süpüren kız" asarak güzel hava için dua eder.

Bu efsanenin Japonya'ya Heian Dönemi'nde girdiği söyleniyor. Güzel havalar için dua etme görevi Budist rahiplere ait olduğundan ve bir kız yerine bir rahibin yağmuru durdurmada daha etkili olacağına inanıldığından Japonya'da bu figür kadın değil erkektir.

Başka bir rivayete göre ise uzun zaman önce şiddetli yağmurlardan mustarip olan bölgenin lordu sutra okuyup rahipten yağmuru durdurmasını istemiş ancak bir kaç gün geçmesine rağmen yağmur durmayınca bu duruma sinirlenen lort dua eden rahibin başını kesmiş. Rahibin boynunu beyaz bir beze sarıp ibreti alem olsun diye de asmış. Ertesi gün ise yağmur durmuş.

Günümüzde de teru teru bouzu asma geleneği hala devam etmektedir. Anaokullarında yağmurlu günlerde küçük çocuklar kağıttan bebekler yaparak balkona asarlar. Eğer bebek tersten asılırsa yağmur yağacağına inanılır. Normalde üzerine yüz çizilmez. Eğer gerçekten yağmur durursa minnettarlıklarını göstermek için yüzü çizilir. Japon anime, dizi ve şarkılarında sıkça yer alan bir figürdür. Hatta teru teru bouzu ile ilgili bir animasyon bile yapılmış.

Kaynakça
https://www.akin-do.com/teruterubouzunoshinjitsu/
https://jpnculture.net/teruterubouzu/

Animasyon Film


Teru Teru Bouzu Şarkısı


Origamiden Teru Teru Bouzu Yapımı



Kumaştan Teru Teru Bouzu Yapımı




竹田の子守唄 ( Takeda no Komoriuta)Takeda Ninnisi

守も嫌がる 盆から先にゃ 
Mori mo iyagaru, Bon kara saki nya
Bebek bakıcılığından nefret ediyorum. Bon da yakında

雪もちらつくし 子も泣くし
Yuki mo chiratsuku shi, Ko mo naku shi
Kar çiseliyor, çocuk ağlıyor.

盆が来たとて 何嬉しかろ 
Bon ga kita tote, Nani ureshikaro
Bon gelse bile nasıl mutlu olabilirim ki?

帷子は無し 帯は無し
Katabira wa nashi, Obi wa nashi
Giyecek giysim yok, obim yok.

この子よう泣く
Kono ko yō naku, Mori o ba ijiru 
Çocuk ağlıyor bana eziyet ediyor.

守をばいじる 守も一日 痩せるやら
Mori mo ichinichi, Yaseru-yara
Günden güne zayıflıyorum.

早よも行きたや この在所越えて 
Hayo-mo yukitaya, Kono zaisho koete
Hemen eve dönmek, bu yerden aşağı inmek istiyorum

向こうに見えるは 親の家 
Mukō ni mieru wa, Oya no uchi
Karşıdan görülen ailemin evi

向こうに見えるは 親の家
Mukō ni mieru wa, Oya no uchi
Karşıdan görülen ailemin evi


İnsanlar, Burakuminler  konuşurken nefeslerinden rahatsız olduğu için Burakamin halkı ağızlarını örtmek zorundaydı.

Ninni adını da aldığı Kyoto'nun Takeda bölgesinde yaşayan Burakumin ("mezra halkı"), halkına aittir. Burakuminler Japonya'nın kast sistemine bile giremeyen bir topluluktur. Japon geleneklerine göre pis iş olarak görülen meslekleri yaptıkları için ( örneğin; cellatlar, cenaze levazımatçıları, mezbaha işçileri, kasaplar, tabakçılar, cüzzamlılar ya da fahişeler) toplumda insan olarak görülmüyorlardı. Sırf bu sebepten bu topluluktan vergi bile alınmıyordu. Bu sistem Hindistan'daki kast sistemine çok benziyor. Burakamin olan biri bir daha bu topluluktan çıkamıyor. Meslekler babadan oğula geçiyor. Burakumin halkından birinin normal biriyle göz teması kurması, yüzünü göstermesi hele ki temas kurması kesinlikle kabul edilemez görülüyordu. Birine temasta bulunmaları halinde burakamin olmayan biri tarafından temizleme ayini düzenleniyordu. Bu da Budizm'de geçen ejderhalar, insanlar ve insan olmayan tabirinden kaynaklanıyor. 


Samuraylar yeni kılıçlarını denemek için burakuminleri öldürürdü.

Uzun yıllar aşağılanma ve ayrımcılığa maruz kalmış olan bu topluluk günümüzde bile ayrımcılığa uğramaktan kurtulamamıştır. Kanımızı kirletecek korkusuyla dedektif tutarak geçmişini araştıran ve burakamin halkından olduğu için evliliğe izin vermeyen geleneksel aileler günümüzde bile var olmaya devam ediyor. İyi okullara ve üniversitelere girmeleri de oldukça zor ve mezun olduktan sonra iyi şirketlere de giremiyorlar. Davalarda direk suçlu olarak etiketleniyorlar. Japon polisinin sırf burakamin olduğu için suçladığı ve 31 yıl sonra masum olduğu için serbest bıraktığı bir vaka çokta geçmişte yaşanmamıştır.
 Burakaminlerin bu şekilde tespit edilmesinin sebebi ise, normalde gizli olan aile kayıt defterinin ele geçirilerek basılmasından kaynaklanıyor. Japon hükümeti her ne kadar kitabı yasaklamış olsa da yeniden basılmış.  Kolaylıkla internetten erişilebilecek bir kaynak haline gelmiş.


Devlet ayrımcılık için önlemler alsa da  Japonya'nın çözülemeyen toplumsal sorunlarımdan biri olmaya devam ediyor. Japon olmalarına rağmen hala mesleklerinden dolayı ayrımcılığa maruz kalmaları oldukça şaşırtıcı. Daha ayrıntılı bilgi için bu sayfaya ya da Wikipedia'ya bakabilirsiniz.


Ninniden bahsedecek olursak anlatıcı, içinde bulunduğu sefil durumu şarkıya dökerek kendini avutan genç bir kızdır. Genç kız zorla dağın karşısındaki bir köye zengin bir aile için çalışmaya gönderilir. Her gün sırtında bir bebekle çalışırken, memleketine doğru giden dağların siluetine bakarak ailesini hatırlar. Kızın şarkıda bebek bakıcılığından nefret etmesi ve bebeğin ağlayarak onu eziyet etmesi soğuktan ağlayan bebeği susturamadığı için ev sahipleri tarafından azarlanmaktan korktuğu içindir. Kız sırtında bebekle evin diğer işlerini de yapmak zorundadır ve ev sahibi bebeğin sesinden rahatsız olup onu cezalandırmasından korkmaktadır. Her gün zayıflaması ise yeterli yiyecek vermemeleri ve ev sahiplerinden korktuğu için günden güne sararıp solmasından kaynaklanır. Bon gelse bile nasıl mutlu olabilirim ki sözü ise festivalde herkes eğlenirken festivale gidemeyeceği, diğerleri gibi yeni kıyafeti olamayacağı ve evine dönemeyeceği içindir. Genelde eskiden fakir aileler kızlarını para karşılığı zengin ailelere hizmetçi olarak verirlerdi ve çoğu zaman evden ayrılan bir daha geri dönemezdi. Az yemeğe kötü şartlarda çalışırlardı. Bir ninniden çok acıklı bir türkü olabilirmiş.

Şarkının farklı versiyonları da olmuş. Hatta Çinceye bile çevrilmiş. Bazı versiyonlarında maaşlı işçi olarak çalıştığını, evde hasta babasının olduğunu, dönse bile mutlu olamayacağını çünkü ailesinin çok fakir olduğuna dem vurulmuştur. Bana nedense bizde ki "yüksek yüksek tepelere türküsünü" anımsattı. Beni oldukça etkiledi umarım sizde beğenirsiniz.


Çeviri notları

⭐Şarkı Kyoto lehçesiyle söylenmiştir. 

⭐守(mori) Bebek bakıcısı demektir burada bebek bakısı olarak bahsettiği kendi olduğundan ben olarak çevrilmiştir.

⭐在所(zaisho)kelimesinin çevirisi biraz tartışmalı. Normalde konak, memleket, yer, köy olarak geçiyor ancak bazı yerlerde alt üst sınıfı belli eden ayrımcı bir kelime olarak geçiyor.

⭐盆 (Bon) Bon Festivali (Obon ya da Bon), atalarının ruhlarını onurlandırmak için yapılan bir Japon Budist geleneğidir.
 
⭐帷子(katabira)pek çok anlama gelmektedir.
1.Yaz aylarında giyilen kenevir, pamuk, ipek vb. maddelerden yapılmış tek parça kimonodur. 
2.Astarı olmayan kumaş giysiler için kullanılan genel terimdir. Yaz aylarında düz bir palto (noushi) altına giyilir .
*Ancak çeviride daha iyi gözükmesi adına giysi olarak geçmiştir.

⭐早よも行きたや この在所越えて (Hayo-mo yukitaya, Kono zaisho koete) birebir çevirisi; "Hemen gitmek ve bu yerin ötesine geçmek" şeklindedir.
 


受身形 (うけみけい/Ukemikei) Pasif Form/Edilgen Fiil

 Merhaba arkadaşlar hayat telaşesinden uzun zamandır bloga yeni bir konu yazmaya vaktimiz olmamıştı. Sonunda bugün bir fırsatını bulup sürekli anlatmayı ertelediğim bir konuyu anlatacağım. Hiç sevmediğim bir konu olduğundan sürekli erteliyordum ancak artık yazmanın zamanı geldiğini düşünüyorum. O zaman hazırsanız başlayalım. 

Bugünkü konumuz Japonca' da 受身形 (うけみけい/Ukemikei)yani edilgen filler. İngilizce'de "pasif form" olarak da biliniyor. Öncelikle edilgen nedir bilmeyenler için kısaca açıklayayım. Yükleme kim sorusu sorulduğunda eylemi yapanın belli olmadığı fillerdir. Örneğin; "Tahta silindi." Ortada bir eylem var ancak yapan kişi belli değil. Özneye kim sildi diye sorduğumuzda bir cevap alamıyoruz. Japonca'da cümleyi edilgen hale getirmek için fiili çekimlemeniz gerekiyor. Bunun içinde birinci grup fiillerde fiilin son sesini tablodaki "あ (a)" sesine karşılık gelen harfe çevirip sonrasında "れる(reru)" ekliyoruz. İkinci grup fiillerdeyse fiilin sözlük  formundaki "る(ru)" sesini atıp "られる(rareru)" getiriyoruz.  Üçüncü grup fiillerin her zaman olduğu gibi özel çekimlemesi olduğundan çekimli hallerini olduğu gibi ezberliyoruz. "くる(kuru)" fiili  "こられる(korareru)", "する(suru)" fiili ise "される(sareru)" dur. Aklınız karışmasın hemen bir tabloyla açıklayalım. 

1.Grup Fiiller



Şimdi örnek olarak  "休む (yasumu/dinlenmek)" fiilini verelim. Son harfi "む (mu)" ve "あ(a )"sesine karşılık gelen harfi "ま(ma)" dır. "む (mu) "harfini "ま(ma)" harfine çeviriyoruz  ve sonuna "れる(reru)" ekliyoruz. Fiilimiz" 休まれる(yasumareru)" oluyor.  Örnekler üzerinden inceleyelim.


行く→行かれる→Gitmek/Gidilmek
会う →会われる→Buluşmak/Buluşulmak
書く→書かれる →Yazmak/Yazılmak
死ぬ→死なれる→Ölmek/Ölünmek
読む→読まれる→Okumak/Okunmak
頼む→頼まれる→Yalvarmak/Yalvarılmak
呼ぶ→呼ばれる→Seslenmek/Seslenilmek

Fark ettiyseniz "会う(au)" fiili "会あれる(aareru)" değil de "会われる(awareru)" olmuş. İstisnai olarak "あ(a)" ile biten fiiller "わ(wa)" olur. Zaten söylerken de fark edeceksiniz "ああれる(aareru)" kulağa oldukça tuhaf geliyor.


 会う→会われる→Karşılaşmak/Karşılaşılmak
誘う→さそわれる→Davet etmek/Davet Edilmek
買う→買われる→Satın almak/Satın Alınmak
使う→使われる→Kullanmak/Kullanılmak
言う→言われる→Söylemek/Söylenmek
思う→思われる→Düşünmek/Düşünülmek

           2.Grup Filler

İkinci grup filler en kolayı sadece fiilin sözlük halindeki "る(ru) harfini atıp "られる(rareru)" getiriyoruz.


食べる→食べられる→Yemek Yemek/Yenilmek
起きる→起きられる→Uyanmak/Uyanılmak
閉じる→閉じられる→Kapatmak/ Kapatılmak
助ける→助けられる→Kurtarmak/ Kurtarılmak
見る→見られる→Görmek/ Görülmek
寝る→寝られる→Uyumak/ Uyunulmak
教える→教えられる→Öğretmek/ Öğretilmek
       
  3.Grup Filler


来る→来られるGelmek/Gelinmek
する→されるYapmak/Yapılmak

Kısaca aşağıdaki gibi özetleyebiliriz. Bazı yerlerde sözlük formuyla değil ます(masu)masu haliyle çekimlediklerini görebilirsiniz. Ama bir farkı yok mantık aynı. Bu sefer sondaki "る(ru)" sesi yerine "ます(masu)" atıyoruz ve son harfi "あ(a)" sesine çeviriyoruz.

立ちます(Tachimasu)→立たれる(Tatareru) 
食べます(Tabemasu)→たべられる(Taberareru)
来ます(Kimasu)→来られる(Korareru)
します(Shimasu)→される(Sareru)



Buraya kadar anlaşıldıysa edilgen yapının kullanım alanlarına geçelim. Edilgen yapının bir çok kullanımı olduğunu belirtmek isterim. Biz sadece kitapta geçen kullanım alanlarını göreceğiz.

Unutanlar için hatırlatalım N4 konularını "TRY! N4" kitabına göre işliyoruz. İşlediğimiz konu "TRY! N4" kitabının "14 ve 29." üniteleridir.

Öncelikle konusu olmayan bir olgudan söz ettiğimizde, genellikle pasif form (Edilgen Fiil) kullanırız. Yani, konudan bahsetmeden olayları bildirirken kullanılırız. Edilgen cümlelerde eylemin alıcısı (öznesi) için "は(ha)" ilgeci, eylemi gerçekleştiren tarafı için "に(ni)" ilgeci kullanılır. 

1.Kullanım


Aは+Bに+Nを+Fられる。

Cümle yapısı bu şekildedir. A eylemi gerçekleştiren özne, B eylemden etkilenen ben öznesi, N bize ait bir nesne ve F fiildir.


Edilgen ifade de, eylemin alıcısının(yani özne olan benin) hareketli taraftan(eylemi gerçekleştiren taraftan) bir miktar zarar gördüğünü gösterir. Biraz kafa karıştırıcı  gelebilir. Daha açıklayıcı söyleyecek olursak karşı tarafın yaptığı bir şeyden dolayı hissettiğimiz olumsuz duyguları ifade ederken kullanırız. Genellikle can sıkıntısı ya da bir hoşnutsuzluğumuzu belirtir. Bu yapıyı kullanırken bize ait bir eşyada bulunması gerekir. Mesela "Hırsız tarafından cüzdanım çalındı." cümlesinde hem bir hoşnutsuzluk hem de bize ait bir nesne bulunmakta. Bu yapı kendimize ait duygulardan bahsederken kullandığımızdan özne olarak sadece ben anlamına gelen özneler kullanılır. "私(watashi)ya da "僕 (boku)gibi. Örneklerle daha iyi oturacaktı. Öncelikle cümleyi normal haliyle kuralım ve sonrasında edilgen hale getirelim.


Daha çok örnekle pekiştirmeye çalışalım.

泥棒に携帯をとられた。
Dorobō ni keitai o torareta.
Hırsız tarafından cep telefonum çalındı.

日記を母に見られた。
Nikki o haha ni mirareta.
Günlüğüm annem tarafından görüldü.

私は友達にコンピューターを壊されました。
Watashi wa tomodachi ni konpyūtā o kowasaremashita.
Arkadaşım tarafından bilgisayarım bozuldu. 

わたしは弟に服を汚されました。
Watashi wa otōto ni fuku o yogosaremashita.
Erkek kardeşim tarafından giysilerim kirlendi.


Nesneyi özneyle birleştirmeyelim. Anlam bozukluğu oluşur. 

2.Kullanımı


Karşı tarafın yaptığı bir olaydan dolayı kendi duygularımızı söylerken kullanılırız. Olumlu veya olumsuz olabilir. Aynı şekilde kendi duygularımızdan bahsettiğimizden özne ben anlamına gelen "私(watashi)" ya da "僕 (boku)" olmalıdır.
   
Aは+Bに+Fiil〜られる。


私は先生に叱られた。
Watashi wa sensei ni shikarareta.
Öğretmenim tarafından azarlandım.

私は母親に育てられた。
Watashi wa hahaoya ni sodaterareta. 
Annem tarafından büyütüldüm.

私は上司に意見を聞かれました。
Watashi wa jōshi ni iken o kikaremashita.
Üstüm (patron)tarafından fikrim soruldu.

 私は先生に宿題を出された。
Watashi wa sensei ni shukudai o dasareta.
Öğretmenim tarafından bana ev ödevi verildi.

3.Kullanım


Konu bir nesne veya eşya  olduğunda, nesnel bir gerçeği ifade eder. Nesne cümlenin konusuysa が(ga) cümlenin öznesiyse は(ha) gelir. 


Nesneが+Fiil〜られる。
Nesneは+Fiil〜られる。
Nesneは+Nesneから Fiil〜られる。
Nesneは+Nesneで Fiil〜られる。
Nesneは+İsimによって Fiil〜られる。


Örneğin;

明日に何がありますか。
Ashita ni nani ga arimasu ka.
Yarın ne var?

diye sorulduğunda 

明日大学でパーティーが開かれます。
Ashita daigaku de pātī ga hirakaremasu.
Yarın üniversitede bir parti düzenlenecek.

parti cümlenin konusudur. Eğer, 

パーティーはどこで開かれますか。
Pātī wa doko de hirakaremasu ka.
Parti nerede yapılacak?

şeklinde sormuş olsaydık;

パーティーは大学で開かれます。
Pātī wa daigaku de hirakaremasu.
Parti üniversitede düzenlenecek.

şeklinde olurdu. 
Aslında çok basit. Soru "は(ha )" ile yazılmışsa "は(ha)", "が(ga)" ile yazılmışsa "が(ga)" ile cevap verebilirsiniz.

法隆寺は608年に建てられました。
Hōryūji wa 608 nen ni tateraremashita.
Horyuji Tapınağı 608 yılında inşa edilmiştir.

飛行機はライト兄弟によって発明されました。
Hikōki wa raito kyōdai ni yotte hatsumeisaremashita.
Uçak Wright kardeşler tarafından icat edildi.

来月スピーチ大会が開かれます。
Raigetsu supīchi taikai ga  hirakaremasu.
Önümüzdeki ay bir konuşma yarışması düzenlenecek.

この工場は1996年に建てられました。
Kono kōjō wa 1996 nen ni tateraremashita.
Bu fabrika 1996 yılında inşa edilmiştir.

に(ni) yerine bazen から (kara)で(de) ya da によって(ni yotte)kullanılabilir. Hatırlarsanız から(kara)'nın "-den -dan" anlamı vardı. "Patatesten, mürekkepten" gibi. で(de) ise bazen から (kara)ile birlikte kullanılabiliyordu ve vasıtasıyla gibi bir anlamı vardı. (Kalemle, kaşıkla" gibi. "によって(ni yotte)"nin ise "tarafından, aracılığıyla" gibi bir anlamı vardır. 

から (kara) ve によって(ni yotte) nin kullanımını görmeniz için örnek cümle paylaşıyorum. Bir şeyden yapılmış bir şeyden bahsediyorken から (kara)ya da で(de)kullanırız. Resmi yerlerde ya da yazı dilinde  によって(ni yotte)kullanılır.  によって(ni yotte)yi haberlerde ya da kitaplarda sıklıkla görebilirsiniz. Kim tarafından yapıldığını söylemek istersek kullanırız.

から (kara)ile で(de) arasındaki fark から (kara)neyden yapıldığını göremediğimiz şeyler için で(de) ise neyden yapıldığını görebildiğimiz şeyler için kullanılır. Örneğin şarap üzümden yapılmıştır derken şarabın içindeki üzümü göremeyiz o yüzden başka bir şeyde olabilir mesela elma yada pirinç ama sıra ahşaptan yapılmıştır derken ahşabı görebiliriz. Kesindir o zaman で(de) kullanılır. Örneklerden de anlayabilirsiniz.

この建物は有名な建築家によって建てられた。
Kono tatemono wa yūmeina kenchikka ni yotte taterareta.
Bu bina ünlü bir mimar tarafından inşa edilmiştir.

このお酒は芋から作られている。
Kono o sake wa imo kara tsukurareteiru.
Bu sake yumru köklerden(patates/tatlı patates) yapılır.

この机を木で作られました。
Kono tsukue o ki de tsukuraremashita.
Bu masa tahtadan yapıldı.

坊っちゃんは夏目漱石によって書かれました。
 Botchan wa natsume sōseki ni yotte kaka remashita.
Botchan, Soseki Natsume tarafından yazılmıştır.

日本酒は米から作られます。
Nihonshu wa Amerika kara tsukuraremasu.
Sake pirinçten yapılır.

Şimdilik burada kalalım. Bugün yazmaya vakit buldum desem de bu yazıyı yazmam iki günümü aldı.😅 Umarım anlaşılır olmuştur. Biraz uzun gelse de gözünüz korkmasın çok da zor bir konu değil aslında. Edilgen konusunu iyice oturtmanız lazım çünkü bundan daha zor bir konu olan geçişli ve geçişsiz fiilleri bu yapıyla birlikte kullanacağız. Her zaman söylediğimiz gibi anlamadığınız yerleri yorumlar kısmından sorabilirsiniz. Bu konunun videosunu ve alıştırmalarını yakın zamanda koymaya çalışırım.(Yazıyı yazmak beni çok yorduğundan biraz dinlenmeye ihtiyacım var.😪) Şimdilik youtube'da paylaşılan konu videosunu paylaşıyorum.

Unutmadan güzel yorumlarda bulunursanız bizi çok motive edersiniz. Herkese iyi çalışmalar dilerim...
















Gosuke Artık Shopier'de

                                       

Merhaba arkadaşlar

Gosuke ekibi olarak Japonca öğrenenler için Türkçe kaynakların yetersiz olduğunu fark ettik. Bu yüzden  yeni bir projeye atıldık ve kendi Türkçe kaynaklarımızı oluşturarak satışa sunduk. İlk aşamada çalışma defterleriyle başlasak da  ürün çeşitliliğini arttırmayı planlıyoruz. 



Katakana Defteri 




Hiragana Defteri


N5 Kanji Defteri





~がする(~Ga suru) ~Hissetmek


İsim + がする(Ga suru)

Anlamı: Hissetmek, gelmek, duymak(tatmak, koklamak, gibi hissetmek vb.)

Merhaba arkadaşlar bugün sizlerle がする(ga suru) yapısını işleyeceğiz. Bildiğiniz üzere する(suru)yapmak anlamına gelen bir fiildir. がする(ga suru) yapısı ise kendinden önce ses, koku ve tat gibi beş duyumuzla algılayabileceğimiz isimleri, duygu, his, algılama gibi duyusal şeyleri ifade etmek için kullanılır. Daha iyi anlaşılması için örnek cümleler üzerinden açıklamaya çalışalım.

 

遠くからピアノの音がする。

Tōku kara piano no oto ga suru.

Uzaklardan piyano sesi geliyor./duyuluyor.

 

キッチンからケーキの匂いがする。

Kitchin kara kēki no nioi ga suru.

Mutfaktan kek kokusu alıyorum. /kokuyor.

 

Örnek cümlelerdeki gibi koku ya da ses kelimelerinden sonra がする(ga suru) yapısı geldiğinde "ses geliyor", "koku duyuyorum" yada "kokusu geliyor" "gibi cümleye göre anlam kazanır.

 

いいにおいがする。

İi nioi ga suru.

Güzel kokuyor.

 

このスープは変な味がします。

Kono sūpu wa henna aji ga shimasu.

Bu çorbanın tuhaf bir tadı var.

 

背後で音がした。

Haigo de oto ga shita.

Arkamdan bir ses geldi.

 

ガスの匂いがする。

Gasu no nioi ga suru.

Gaz (gibi) kokuyor./Gaz kokusu alıyorum.

 

なんだか夢のような感じがします。

Nandaka yume no yōna kanji ga shimasu.

Nedense bir rüya gibi hissettiriyor.

 

雨が降りそうな気がする。

Ame ga furisōna ki ga suru.

Yağmur yağacakmış gibi hissediyorum.

 

気がする(Ki ga suru)ve 感じがする(kanji ga suru) kalıp ifadelerdir. 気がする(Ki ga suru) Hissetmek(sanki), bir duyguya sahip olmak(sanki), bir önseziye sahip olmak(sanki), yapıyormuş gibi hissetmek gibi anlamlara gelmektedir. 感じがする(kanji ga suru) ifadesi ise bir duyguya sahip olmak, bir duyuma sahip olmak anlamına gelmektedir. Japoncada çok sık kullanılan ifadeler olduğundan ezberlemekte fayda var.

 

変な感じがします。

Henna kanji ga shimasu.

Garip hissediyorum.

 

いつも眠い感じがします。

Itsumo nemui kanji ga shimasu.

Her zaman uykulu hissediyorum.

 

ラーメンは食べる気がしない。

Rāmen wa taberu ki ga shinai.

İçimden ramen yemek gelmiyor.

 

私は歌いたい気がする。

Watashi wa utaitai ki ga suru.

İçimden şarkı söylemek geliyor.

(Birebir çevirisi; Şarkı söyleme isteği hissediyorum.)

 

Çok basit ama karşımıza sürekli çıkan bir konu. Umarım yeterince anlaşılır olmuştur. Anlamadığınız bir yer olursa yorumlar kısmından bizlere sorabilirsiniz. Herkese iyi çalışmalar dilerim...

 



Copyright Gosuke © 2016. Blogger tarafından desteklenmektedir.